26 Aralık 2010 Pazar

2011 den Hiç Bir Şey Beklemiyorum

Her yılbaşı milli piyango çekilişi öncesi sağlam bir tatille başlayıp, dünyanın en iç gıcıklayıcı yerlerinden ev almayla devam eden ve ömrümün sonuna dek faiz yiyerek yayışabileceğim bir hayatla sonlanan hayaller kurmaktan kendimi alamıyorum. Yeni yıldan milli piyango ikramiyesi dışında başka bir beklentim neden olmuyor anlamıyorum. Ya da nasıl bir beklenti içine girmem gerekiyor onu bilmiyorum. Çok paranın dışında yeni bir iş mi dilemeliyim acaba, yoksa yeni bir ilişki mi? Yoksa çok daha materyalist davranıp günübirlik ilişkilerimin zirve yapmasını, kucaktan kucağa düşüp dejenerasyon seviyemin artmasını mı? Biraz yumuşatıp; dörder aya bölünmüş, sürekli kafamı yoğunlaştırıp gevşetecek, arada beyin spazmlarına mahal verecek, ardı ardına yaşayacağım üç farklı ilişki dilesem kendimi güzel bir bokun içine sokmuş olurum.Ayrıldı etti, telefondu, mesajdı, facebooktan darlamaydı derken 2012'mi de bok eder, rahata ererim. Fazla iddialı olacağını düşünmekle birlikte evlenmeyi dilesem bir daha ki yılbaşını da çocuk dileyerek kurtarabilirim aslında. Ya da makak maymunlarına benzediğini yeni bir sevgilim olduğunda fark ettiğim eski sevgilimin Noel baba tarafından, yanan şöminenin bacasından atılmasını ve onun gördüğü son şeyin kuzu postu üzerinde başka bir bedene dokunan "ben" olmasını istesem biraz fazla mı haksızlık etmiş olurum?


İşte böyle ipe sapa gelmez düşüncelerden sıyrılıp da kendime bir doğru dürüst bir beklenti yumağı oluşturamıyorum yıllardır. Oluşturamadığım dan dolayı da ne olduğu belirsiz bir 31 aralık gecesiyle başlayıp oradan oraya sürüklendiğim, ruhumu doğru dürüst bir şeye yaslayamadığım bir yıl daha geçiriyorum. Yıllar geçtikçe de şunu anlıyorum; yeni bedenlerin bana geçirmesine giderek daha az tahammül edebiliyorum....


P.S : Dinleyin, Kabullenin, Takılmayın, Darlanmayın, Gerek Yok :)
http://fizy.com/#s/1ajdev

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder